Kabul yasası
Burada, ruhlardan, doğaötesi güçlerden, uzaylılardan, reenkarnasyondan, ruhunuzu geliştirmek ya da bilincinizi arındırmak gibi şeylerden söz etmeyeceğiz, aksine çok daha büyük bir bilinmeyeni yani sizi konuşacağız, sizlerle Yeni Çağ'ı konuşacağız çünkü Yeni Çağ sizsiniz. Bu sözcük aynı zamanda da yaşadığınız zamanın adı ve sizler Yeni Çağ'ın özgün, baskın ve bulaşıcı koşullarında çalışıyor, düşünüyor ve yaşıyorsunuz...
Öncelikle bilin ki, tüm amaçlarınız, kendinize koyduğunuz hedefler yani yakın ve uzak geleceğe yönelik tüm planlarınız, Yeni Çağ'ın size sunduğu koşullarla sınırlıdır...
Ve de günümüzün en önemli çelişkisi, sorunu ya da stres kaynağı bu sözünü ettiğim sınırlarla orantılıdır. Eğer biz sınırları görebilir, algılayabilir, yorumlayabilir ve kabullerimizi kendimize öğretebilirsek daha farklı, daha olumlu hatta daha mutlu bile olabiliriz...
Gerekli mi..? Evet, gerekli ama genelde ...
O zaman gelin biraz daha sorgulayalım ve öncelikle nerede, kimlerle, nasıl yaşadığımızı anlamaya çalışalım...
Bu gezegensel bir şifrenin çözümüdür, varoluş ve yaşamla ilgili kabullerimizi kolaylaştırır, netleştirir. Çünkü bizler, hayvanları kendimizden daha iyi tanır, onlarla olan ilişkilerimize kendimizden daha çok dikkat ederiz. Peki, şimdi biraz daha ilerleyelim ama verdiğim bu örneği unutmadan. Çünkü yine işimize yarayacak...
Yeni Çağ deyiminin gerçek anlamı, daima bir önceki kuşaktan gelen geleneklerle bütünleştirilen güncel düşüncenin, yüksek teknoloji eşliğinde, özellikle bilimsel tanımlarla ortaya konulmasıdır. Ve bu tanımlama özellikle de 2000 yılından sonra nesilleri çok güçlü bir biçimde etkilemektedir...
Artık hemen hemen her tür fikir ve ideolojinin birleştiği bir noktadayız. Bir başka deyişle tüm dünyayı harmanlıyoruz. Bugün hangi iş kolunda, hangi inançla, ne iş yaparsak yapalım, bu düşünceyi farkında olsak ya da olmasak da izliyor, yaşıyor ve yaşatıyoruz...
İnançlarımızı, düşüncelerimizi fix ettik, tüm tapınakları yıktık, bütün tanrıları kovduk. Elimizde kalan son inancı da finansmancılara verdik. Onlar yıl sonlarında bizlere inanç gelirimizin bilançosunu veriyorlar. Yeni Çağ'da tek bir tapınak kurduk, adı ekonomi tapınağı...
Orada din, dil, ırk ve düşünce farkı gözetmeksizin tapınıyor ve performansımıza göre de kutsanıyoruz. Bazılarımız bu tapınağın önünde bekliyoruz, bazılarımız ise içinde yaşıyoruz...
İlk ve çok önemli kabulümüz bu olmalıdır, varolan, yaşanan ve yaşatılan sistemin dışına düşmek artık Limbo'ya yuvarlanmaktır yani ne cennete ne de cehenneme giremeyen ruhların yanına gitmek demektir. Öyleyse kabul formülünü öğrenecek ve uygulayacağız.
Kökünden sökülüp atılan bir asmanın ya da sarmaşığın, bir yerlerde kalmış küçücük bir dalının bir şekilde bir yol bulup sarılıp, tutunarak yaşam devam ettiğini biliyoruz. Tümüyle betonladığımız bir alanda minicik çimenlerin yeşerdiğini de görüyoruz. Demek ki sarmaşıklar ve çimenler değişkenliği yok olmamak için kabul ediyorlar ve özgün bir uyum yöntemiyle amaca gitmeyi sürdürüyorlar.
Günümüzde istisnalar dışında herşey paradır, hatta diyebiliriz ki, para genel bir yaşam prensibi olup bir çeşit bilinç, yaşam gücü ya da enerjidir. Konu ekonomi yani para olduğu zaman herşey birdir ve amaca giden yolda hemen hemen tüm yollar geçerlidir. Sistem bize, bütünlük içinde kalmamızı, ayrım yaratan dogma ve doktrinlerden soyutlanmamızı, toplu bir amaç bütünlüğüne gitmemizi istemektedir...
Bilgi çağında olduğumuza da inanıyoruz, pek böyle değil ama uyumlu olmak için böyle olduğunu düşünebiliriz. Hatta, bilgi yoluyla aydınlanmaya ve sosyal evrime dayanan bir dönüşüm sürecini yaşadığımıza da inanıyoruz...
Küresel ısınma gibi çevre krizleri, savaşlar, gerçekten çok garip siyasi çekişmeler, ekonomik darboğazlar gibisinden sorunları, aslında çözebilecek potansiyele sahip olduğumuzu biliyor ama yanısıra da neden çözümlemediğimizi de biliyoruz...
Böylece Yeni Çağ insanı şekilleniyor...
İkiyüz yıl önce oluşmuş olan küreselleşme ve ekonomik tek dünya yönetimi fikrinin, bugün artık sonuçlarını görüyor ve yaşıyoruz. Ama zorlanıyoruz, çalışıyor, çabalıyor, bunalıyor ama yine de yaşamı sürdürmek istiyoruz.
Paranın, gücün ve iktidarın önünde diz çökerken, ahlak ya da doğruluk anlayışımızın, bireyin değer ölçülerine bağlı olduğunu da açıkça görüyoruz. İhtiyacımız olan tek şey, koyduğumuz hedefe, önemli bir zarar görmeden ulaşabilmekten ibaret, bunu yapabildiğimizde başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Ama dedim ya, kabul etmemiz ve unutmamamız gereken şey, aslında hedefleri bizim koymadığımız yani sadece önümüze konulmuş hedeflere doğru koşuyoruz...
Günümüz insanı gerçekliği, doğruluğu, doğru veya yanlışı nasıl anlamak istiyorsa öyle anlamaktadır. Çünkü biz toplumsal günahı artık birey olarak yaşıyoruz. İşte kabul etmemiz gereken yasanın ana fikri budur...
Ve bu yasanın adı "KABUL YASASI" dır...
Bu yasa bize, acı çekmeden, üzülmeden, bunalmadan ve korkmadan yaşayabilmenin mümkün olduğunu anlatır...
Bu yollar vardır ve açıktır...
Yeter ki, önce kabul edelim...
Neyi mi? Sorunlarımızı...
Nasıl mı? Sorunlarımızı kabul edip, anlayarak...
Yani..? Sorunlu olduğumuzu kabul ederek...
Ve..? Uyum yasasını öğrenip, kullanarak...
"KABUL YASASI"nın anahtarları cebimizdedir, yapmamız gereken şey onları cebimizden çıkarıp, bilincimizin kapılarını açmaktan ibarettir...
Ama dürüst olarak...
Kime mi..? Kendimize...
Şimdi sizlere yasamızın anahtar sözcüklerinden söz edeceğim...
Aslında bu anahtar sözcükler bizim her gün, neredeyse her an yaşadığımız şeyler, iş ve özel yaşamımızda bu anahtarları elimizde daima sıkı sıkı tutuyor ama yanlış kullanıyoruz, anahtarları çoğu zaman uygun olmayan kilitlere sokup duruyor ama açılmayınca kızıyoruz...
Kime mi? Başkalarına...
Ama neden başkalarını suçluyoruz ki..?
Anahtarlar bizde değil mi ve kilitleri biz seçmiyor muyuz..?
Ama şikayetçiyiz..?
Peki nedir bu anahtarlar...? Önce onları tanıyalım...
Yaşamımızda yani bugünün dünyasında varolan ve sürekli kullandığımız anahtar sözcükler fazla değildir...
12 tane anahtarımız vardır...
BİLGİ - EĞİTİM VE DÜŞÜNME ANAHTARI
YETENEK - ŞANS - HAKSIZLIK ANAHTARI
ÇALIŞMA - SORUMLULUK VE YÖNETME ANAHTARI
SAYGI VE İTİBAR ANAHTARI
DAVRANIŞ - ANLAŞMAZLIK VE SÖZ VERME ANAHTARI
ARKADAŞLIK VE ÖZÜR DİLEME ANAHTARI
DUYGU - YANILMAK VE YENİLGİ ANAHTARI
DÜŞMANLIK VE BUNALIM ANAHTARI
KISKANÇLIK VE KÖTÜMSERLİK ANAHTARI
KURNAZLIK VE TARTIŞMA ANAHTARI
RİSK VE İNANMA ANAHTARI
GERÇEK VE GELECEK ANAHTARI
Bundan sonra yapmamız gereken şey bu anahtar sözcüklerle KABUL ve UYUM kilitlerini birbirlerine uydurmaktır...
Hepsi bu kadar...
Ata Nirun
Ata Nirun ile bu eşsiz öğretiyi almak için bilgi almak istiyorsanız lütfen info@bilinmeyen.com adresine mail atınız.
- Yazıcı uyumlu
- 26127 okunma
Yeni yorum gönder