Tüm zamanların en çok konuşulan UFO kazası; Roswell dosyası

 

TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK KONUŞULAN UFO KAZASI
Roswell´e bir UFO düştü ve içinde biri canlı üç dünyadışı yaratık vardı.. Başkan gerçeğe tanık oldu mu? Üst düzeyden bir itiraf.. Birşeylerin gizlendiği kuşkusu 8 Temmuz1947´de öğle saatlerinde başladı. ABD, New Mexico, Roswell´de yayınlanan "Daily Record" gazetesi inanılması güç bir haber yayınladı. Habere göre, Roswell´in kuzeyinde Lincoln Bölgesi´ndeki Corona´ya bir UFO düşmüştü fakat bölgedeki askeri hava üssü olayı örtbas etmiş ve gerçekleri saklamıştı. Askeri yetkililerin açıklamasına göre, ortada UFO falan yoktu, tüm gürültünün nedeni sadece yere düşen bir hava balonuydu. Daha sonra anlaşıldı ki, olay çok daha fazla kapsamlıydı. Hasar görmüş UFO´nun dışında, içindekilerin cesetleri de bulunmuştu, daha da ötesi halen yaşayan bir UFO gezgini dahi vardı. İlginçtir olay o dönemde fazla ses getirmedi veya duyulmadı.

Asıl bomba sonraki yıllarda ve özellikle de 1993-94´de patlayacaktı. 1949 yılında Variety Dergisi yazarı Frank Scully, sert bir yazı yazarak Roswell´de yaşanan gerçeğin devlet tarafından kasıtlı olarak yok edildiğini ileri sürdü. Ertesi yıl, Scully konuyu tekrar gündeme getirdi ve ayrıntıların olaya tanık olan Teksaslıbir petrolcü tarafından uzun uzun anlatıldığını belirtti, hattadünyadışı ölü canlıların üzerinde 1890 stili giysiler vardı. Aynı yıl ortaya çıkan Silas Newton ve Leo GeBauer adlı iki tanık iddiayı onayladılar ve GeBauer manyetik alan fizikçisiydi. Hükümet hala susuyor ve hiçbir açıklama yapılmıyordu.

1947´den gelen gizem

1952´de Los Angeles´li araştırmacı Ed Sullivan, devletin suskunluğunun ve gizlilik çabalarının sadece çıkara dayandığını açıkladı, Sullivan´a göre devlet askeri ve siyasi güç adına olayları saklıyor ve aldırmazlık havasına giriyordu. Sullivan iki yıl sonra bir açıklama daha yaparak,1954´de Başkan Eisenhover´ın o yılda California´ya gizli bir yolculuk yaparak, uzay aracını ve cesetlerini gördüğünü, hatta canlı olan dünyadışı canlı ile bizzat konuştuğunu anlattı. Tanık olarak da, 1947´de görevli olan bir grup asskeri gösteriyordu. Bu tanıklar, uzay aracını ve içindekileri uzun uzun aralarında çelişkiye düşmeden anlatıyorlarlardı. Roswell olayı sonraki yullardan günümüze kadar, zaman zaman anımsandı, iddialar sürdü, yetkililer ses çıkarmadı fakat 1993´de salt Roswell olayını konu eden bir özel bir sinema filmi yapılınca o döneme kadar oluşmayan bir kamuoyu oluştu. Artık, 1990´ların Amerikan toplumu önceki yıllara göre daha sert ve etkindi. Dallas´da bir başkanı öldürmüşler, Watergate´de bir başka başkanı Oval Ofis´den atmışlardı. Vietnam´ın bir aptallık olduğunu yetkililere itiraf ettirdikten sonra, İrangate ve Nicaragua skandallarını izlemişlerdi. Demek ki, yöneticiler öyle pek doğru, ulaşılmaz ve de dokunulmaz değildiler. Yaptıkları bal gibi hata olabiliyordu. Öyleyse, ne sakladılarsa hesap vermeliydiler, üstüne üslük bir de Bilgi Özgürlüğü Yasası çıkarılmıştı. İşte kamuoyunun tepkisi bu yöndeydi, amaç hesap sormaktı, konu ister UFO´lar olsun, ister senatör bilmem kimin kirli çamaşırları olsun, farketmezdi. Ve ABD hükümeti bu kez farklı bir açıklama yaparak, araştırma yapıldığını ve sonuçların açıklanacağını belirtti. Bu arada, olabilir iması da yapıldı. Zaten gerek ABD toplumu, gerekse de dünya Star Wars´ı, E.T.´yi ve Uzay Yolu´nu seyrede seyrede dünyadışı canlıları akraba sanmaya başlamıştı. Acaba, Roswell tek miydi? Hayır, bir başka UFO kalıntısı 1980´lerde Norveç´de Spitsbergen kıyılarında Norveç askerleri tarafından bulunmuştu. Benzeri bir kalıntıyı Alman ordusu Heligoland´da ele geçirmişti. 23 Mayıs 1955´de Amerikalı gazeteci Dorothy Kilgallen şöyle diyordu: "İngiliz bilimciler ve havacılar menşei bilinmeyen hava araçlarını yıllardır incelemekteler ve ellerinde bir sürü örnek var. Bunların Sovyetler´le de ilişkisi olmadığı kesin olarak anlaşıldı. Uçan Daireler kökeni dünyadışı olan araçlardır."

Tüm zamanların en büyük sırrı

1952 yılı 14 Temmuz akşamında ABD´nin doğu kıyısındaki Chesapeake Körfezi üzerinde bir DC-3 uçuyordu, pilot ve yardımcısı aniden ortaya çıkan sekiz yüzlü bir UFO ile karşılaştılar. Olayı rapor etmek için ertesi gün askeri yetkililere gittiler, konuşma sırasında bir subay önceki gece garip bir cismin enkazından söz etti. Yardımcı pilot William Fortenberry bir başka subaya gerçek olup, olmadığını sorunca, "Evet, doğru." cevabını aldı. O anda odaya giren Binbaşı John Sharpe, sinirli görünüyordu, pilot William Nash aynı soruyu sorunca, çok sert bir hayır cevabı aldı. İki pilot daha sonra bu olayı Life Dergisi´ne anlatacaklardı. 1974 yılında, CIA Özel Operasyonlar Daire Yöneticilerinden Victor Marchetti, "CİA ve Bilgi Kültürü" adlı bir kitap yayınladı. Marchetti ABD Hükümetinin dünya dışı canlılarla olan ilişkisini gizlediğini iddia ediyordu. Kesin kanıtları yoktu ama CIA´in en üst düzey yetkilileri arasında bu konunun sık sık konuşulduğuna birçok kez tanık olmuştu. En çarpıcısı ise, Ulusal Güvenlik Örgütü´nin çok uzun zamandan beri dünya dışından gelen elektronik zeki sinyalleri değerlendirdiği ve ilişki kurulduğu iddiasıydı. Ama tüm bu bilgiler "SÜPERSIR" olarak saklanmaktaydı, hatta ABD tarihinde böylesine kesin saklanan hiçbir sır mevcut değildi. Marchetti´nin iddialarını birçok UFO araştırmacısı sürdürdüyse de bir çözüme ulaşmayı başaramadılar. CIA ise yine gerekeni yaptı, hiç ses çıkarmadı. Daha önce sözü edilen Roswell Olayı öncelikli olmak üzere, yaşanan özellikle askeri kökenli olayların sayısal yüksekliği ve içerdiği tartışılmaz kanıtlar öylesine ortada durmaktadır. Hele Roswell´de olanlar, düşen bir UFO´nun parçalarının Roswell Kasabası halkının yarısı ve biri canlı üçü ölü dünyadışı canlının en azından 50 tanık tarafından görülmesi öylesine kesindir ki, diğer olaylara göz atmaya dahi gerek kalmayabilir. Roswell olayı, aşırı derecede fantastik ve inanılmazdır ama aynı düzeyde de belgelendirilmesi çok güçtür. Hava Kuvvetleri büyük bir sabırla, açıklamaları kitlemiş ve neredeyse birkaç yılda bir müphem açıklamalar yaparak zamana oynamıştır. Gizlilik ve örtbas etme en üst düzeydedir. Oysa, sayısı iki düzineyi bulan ciddi bir tanık ordusu, dünyadışı canlıları tarif etmektedirler.

Koca gözlülerdi

Ortak tariflere göre, dünyadışı canlıların boyu bir metre civarında, insana benziyorlar fakat başları büyük ve gözleri çok iri ve gözbebeksiz siyah. Bu da yaşadıkları özgün ortamda ışığın az olduğunu gösteriyor. Dudakları yok gibi, ince uzun kolları ve dört parmaklı elleri var. Otopside bulunan bir hemşire, kemiklerinin tahtaya benzediğini anlatıyordu. Kısacası dünyadışı canlılar insanımsı olarak tanımlandılar. Sessizlik yıllardır sürüyor, 1980´den bu yana Roswell olayı gündeme daha sık geliyor. Ve en önemlisi, olayın içinde artık ölüm olayları da yer almakta, acaba sorusu kanlı bir giysi içinde gittikçe büyüyor. Yüzbaşı Oliver Henderson, UFO kalıntısını yakından gördüğünü ve uzaylıları tarif ediyordu, ailesine de anlatmıştı, 1980´lerin başında herkes Henderson´un anlattıklarını konuşuyordu. Henderson, aynı yıl nedeni bilinmeyen bir uçak kazasında öldü. Roswell UFO´sunun saklandığı hangarın nöbetçilerinden olan Çavuş Melvin Brown, kimliği bilinmeyen bir kamyonun çarpmasıyla yaşamını yitirdi. O da çok konuşuyordu. 
 
 

John Spencer´in açıklaması: "İnsanlık uzaylılara alıştırılıyor"

John Spencer, dünyadışı ziyaretçilerin amaçlarıyla ve geldikleri yerle pek fazla ilgilenmiyordu. Bu aşamada, ziyaretlerin daha önemli olduğu düşüncesindeydi çünkü geldikleri yer bizim astronomi bilgimizin dışında olduğu gibi amaçları da henüz anlamadığımız bir düzeyde olabilir. Aslında Spencer, haksız sayılmazdı İnsanlık dünyadışı bir yaşam olasılığına tam anlamıyla hazır görünmüyor, şu anda bir hazırlık dönemini yaşadığımız düşünülebilir. Bunun kanıtını ise, son yirmi yıldan beri sinema ve tv´lerde empoze edilen uzay filmlerinde bulabiliriz. Özellikle de, çocuklarımız dünyadışı canlıların varlığı gerçeğine bizden çok daha fazla alışmış gibiler. Spencer, ilişkinin Roswell ve benzeri UFO kazaları olaylarından bu yana ilişkinin başladığını belirtirken, günümüzdeki teknolojiye de bu ilişki sayesinde ulaştığımızı söylüyordu. Bu cümle biran tüylerimi ürpertti. Kötü giden herşeye rağmen, tek avuntumuz olan teknolojimizi bu noktaya biz getirmedik mi? Aklımız, zekamız yetmedi mi? Bugün ulaştığımız noktaya bizi başkaları mı getirdi? Eğer, biz bunu başaramadıysak, demektir ki bir başka uygarlığın elindeyiz. Tüm bu endişelerimiz, acaba kompleks mi? Yoksa, tek çıkar yolumuz bu mu? Belki de galaksimizde böyle bir yöntem vardır, ileri uygarlıklar az gelişmiş uygarlıklara destek olmaktalar. Ya da?

Sonuç:

 

1995 sonlarında başta Amerikan CBS ve İtalyan RAI 2 Tv Kanalı olmak üzere daha birçok tv kanalı daha önce sözünü edilen Roswell UFO kazası ve ele geçen dünyadışı canlılar konusunda elli yıldır saklanan özel bir filmi yayınladılar. Yurdumuzda yine magazin boyutunda kalması bir yana bırakılırsa, daha öte ülkelerde bu film yankılar uyandırdı. Çünkü filmde, dünyadışı canlılar çok yakından gösteriliyor ve ölülerine yapılan otopsi görüntüleri çok ayrıntılı olarak yer alıyordu. Gerek sinema filmi uzmanları gerekse de özel efekt ustaları filmde bir hilenin bulunmadığı ve 1947´de bu tür bir sinema hilesinin hayal bile edilemeyeceğini belirttiler. Günümüzün inanılmaz sinema bilgisayar efektlerini yaratan uzmanlar ise, şu anda bile bu tür bir efektin yapılamayacağını belirttiler. Değil elli yıl önce on yıl önce bile bu tür film hileleri düşünülemezdi. Öyleyse, film gerçekti ve üstelik şu anda emekli olan ve elli yıl evvel orduda görevli olarak Roswell olayını yaşayan insanlar da konuşmaya başladılar. Roswell olayını doğruluyorlar, dünyadışı canlıları gördüklerini uzun uzun anlatıyorlardı. Üzerinde hiyeroglife benzeyen yazıların bulunduğu enkaz parçalarını, çekik kocaman siyah gözlü, küçücük ağızlı, saçsız kubbe kafalı 1.20 boyundaki iki erkek, bir dişi dünyadışı canlıyı aynen filmde olduğu gibi anlatıyorlardı. Ön yargısız bir mantıkla bakıldığında, 2 Temmuz 1947 gecesinde, New Mexico, Corona bölgesinde, Roswell kentinin yakınında, William Brezel adlı çiftçinin arazisine büyük bir patlamayla düşen cisim dünyada yapılmamış uçan bir araçtır. Olaya önce yerel sonra da askeri yetkililer karıştıktan sonra, basın ve radyolar duyuruya başlamış ama 8 Temmuz günü herşey durdurulmuştur. Yasaklamanın kaynağı doğrudan ABD hükümetidir. Bugün ise, birşeyler su yüzüne çıkmakta Roswell UFO kazası galiba aydınlanıyor, acaba bunu neler izleyecek? Bekleyecek ve göreceğiz.
 

 

 

Yeni yorum gönder

CAPTCHA
Bu soru sayfayı dolduranın bir otomatik program olmaması için düzenlenmiştir.
4 + 2 =
Sorunun cevabini yazin. Orn: 1+3 icin 4 yazin